Gladyatör II

Maximus’un vefatının ardından, Lucilla’nın oğlu Lucius, Roma İmparatorluğu’nun karmaşasından uzak, güvenli bir bölgeye götürülür. Roma’nın yozlaşmış yapısı, entrikaları ve iktidar mücadelelerinden uzak kalan Lucius, Kuzey Afrika kıyılarında sakin ve huzurlu bir genç olarak yetişir. Ancak, geçmişi peşini bırakmaz. Yeni Numidya toprakları, General Marcus Acacius komutasındaki Roma lejyonları tarafından işgal edilir. Bu trajik olaylar Lucius’ta derin yaralar açar ve sonunda Roma’ya götürülüp gladyatör arenalarının sahibi Macrinus’a satılır. Lucius, halkın yanı sıra ortak imparatorlar Geta ve Caracalla’nın eğlenceleri için arenada hayatını korumak üzere savaşmak zorunda kalır. İçindeki kontrol edilemez öfkeyle hareket eden Lucius, imparatorluğa karşı büyük bir darbe planlar ve en büyük düşmanı olarak gördüğü kişiden intikam almayı amaçlar.