Mafak

Ziad artık ne çevresini ne geçmişini ne de eski dostlarını tanıyacak halde değildir. Tam anlamıyla bir kaosun içine sürüklenen Ziad, hiçbir şeyi doğru yapamamaktadır. Öyle ki, bir kadına bile yaklaşamaz hale gelmiştir. Başta kendini geri çekmeyi düşünse de, dostunun ölümünü unutamamış ve onun intikamını almak istemektedir. Ancak işler hiç de düşündüğü kadar basit değildir; yeniden alışmaya çalıştığı bu dünyada her şey eskisi gibi işlememektedir. Ziad, günümüzde gençlerin ne kadar bilinçsizce olayların içine sürüklendiğini ve halkın bağnaz tutumlarını sürdürdüğünü gördükçe, olaylara daha dikkatli yaklaşmaya karar verir. Yine de, dostunun öldüğü gerçeği değişmemekte ve Ziad bir kez intikam almaya karar vermiştir. Dışarı çıktığında karşılaştığı tutarsızlıklara rağmen, intikam peşinde koşmaya devam edecek midir? Ziad, içinde bulunduğu bu yeni dünyaya ne zaman ayak uyduracaktır? Peki, Ziad’ın bu yabancılaşması sadece uzun süre mülteci kampında kalmasından mı kaynaklanmaktadır, yoksa bu durumun arkasında gizlediği başka sebepler de var mıdır?