Astronaut

Milyarder Marcus Brown, daha önce kimsenin hayal bile edemediği benzersiz bir hediyeyle kamuoyunun karşısına çıkmak ister. Şirketine ait uzay uçaklarından birinde, şanslı üç kişiyi iki haftalık bir uzay yolculuğuna gönderme kararı alır ve asıl hikaye böyle başlar. Angus, televizyonda sadece üç kişinin kazanabileceği bu büyük çekilişi duyunca hemen adını listeye ekler. Yaşı ilerlemiş, artık bir büyükbaba olan Angus, kazanmayı beklemez; ancak çekilişe genç göründüğü yaşını yazar. Çevresindekiler ona kazanmasının imkansız olduğunu ve kazansa bile bunun bir delilik olacağını söylese de Angus kimseyi dinlemez. Çünkü bu uzay yolculuğu, çocukluğundan beri hayalini kurduğu bir deneyimdir. Her ne kadar başkaları ihtimal vermese de Angus, kalbinin derinliklerinde şansının yaver gideceğine inanır.